Kaçalım
Agnès Guillaume'un işleri kinayeli, metaforik, asla gerçekçi olmayan, ancak yine de varoluşsal bir gerçeklikle bağlantılı olmalarıyla birleşiyor. Paul Ardenne'in belirttiği gibi Guillaume'un işleri, varoluş olgusu ve yaşam boyu şu soruları sorarak düşünme üzerine kafa yormakla meşgul: Doğru yönü seçip seçmediğimizi hiç bilebilir miyiz? Nasıl ve ne ile var oluruz? Sevgi, talihsizlik, direnç, akışa bırakmayla mı? Ölümlü kaderimizin eylemlerimize uyguladığı korku ve odakla mı? Sığındığımız hayal gücüyle mi?
Sanatçının işleri, meditatif bir hal yaratmayı amaçlar. Kaçalım, bu meditasyonu iki farklı yöne iter. Benim Düşüncelerim ve Benim Gecelerim aracılığıyla kendi üzerine düşünmeye bir davet ve Minéralités aracılığıyla gerçeklikten kaçmak için bir çağrı niteliği taşır.
İnsan olmanın ne anlama geldiğini, özellikle psişe açısından derinlemesine sorgulayan ve bu derinlikten şiirsel bir temsil, bir estetik üreten sanatçı, öncelikle kendisinin adına değil, herkesin adına konuşur. 2015 ve 2018 yılları arasında üretilen, Benim Gecelerim, Benim Korkularım, Benim Düşüncelerim, Benim Köklerim başlıklı videolardan oluşan Benim serisi, her biri bağımsız olarak sergilenebilen, tematik olarak bağlantılı dört yerleştirme şeklinde sunulur.
Serginin girişinde yer alan Benim Gecelerim videosunda Agnès Guillaume, uykusuzluğu aslına uygun ve somut bir şekilde tasvir eder. Tasvir, ekranda fondaki görüntünün, göz kapakları sırayla kapalı ya da tamamen açık şekilde, kadının yüzünün tam önden ve yakından görünüşü olması bakımından aslına uygundur. Tasvir, bu görüntünün bir otoportre olması bakımından somuttur. Benim Gecelerim bir video döngüsü olarak tasarlanmıştır, döngüler zamanı hükümsüz kılar. Başlangıçları ve sonları yoktur. Kendilerine ait, gerçek olamayacak bir zaman yaratırlar. Zaman, genellikle anlaşıldığı üzere, doğrusaldır. Bir döngü meydana getirmek, izleyiciyi zamanın örgüsünden kurtararak kronolojik vuruşlarıyla temel zamanlamadan uzaklaştırır.
Benim Düşüncelerim’de bir video ve ışık kutusu içine yerleştirilmiş, Japon kağıdı üzerine çeşitli baskıların derlemesi gösterilir. Benim Düşüncelerim, ‘‘Düşünce nedir, meditasyonun rasyonel seyrinin ötesine geçen nedir?’’ gibi sorular sorar. Belki de, içinde bulunduğumuz çözümlenmemiş bir endoskopiye benzeyen bir mekan üzerine düşünür.
Minéralités, ünlü Çin “Rüya Taşları”ndan ilham alan dokuz videoluk bir seridir. Garip ve bazen bilinmez şekilleri temsil eden bu taşlar, Çin imparatorluğu boyunca, rastgele ya da haksız bir gerçeklikten kaçmak için toplanırdı. Taşların üzerindeki şekiller, insanlara doğanın diğer meditatif öğelerini hatırlatıyordu: gökyüzündeki bulutlar, camın arasından esen rüzgar gibi… Minéralités adlı işine benzer şekilde sanatçı, temsil etmek için güçlü ve kudretli bir doğa aradı ve bunu Fransa’da, Brittany’de buldu. Minéralités’te su, kum, kaya, rüzgar ve ışık, tümü meditasyona kapı açmak için tanınmaz haldeki bedensel biçimlerle karışır.
Somuttan bir kaçış ve her türlü kesinlik ve tekil düşünce yapısının karşısında olarak sergi, daha açık fikirli, eleştirel ve kişisel bir bakışla gerçekliğe geri dönüş için bir çağrı niteliği taşımaktadır.
Alıntılar: Paul Ardenne, Sanat Tarihçisi ve Yazar