SANATORIUM, Christiane Peschek’in OASIS başlıklı, Türkiye’deki ilk kişisel sergisine 4 Şubat - 13 Mart 2022 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. OASIS, Antroposen’in sonunda potansiyel bir sığınak, ikili cinsiyet sınıflamasının dışında, değerlerden bağımsız ve kapsayıcı bedenselliğin yaşadığı güvenli bir alan olarak ortaya çıkıyor. OASIS, dijital alanda genişlemiş bedenselliğin farkındalığını oyuncu bir şekilde harekete geçirerek, kişisel bakımın siber-hümanizmle buluştuğu beden sonrası bir spa niteliği taşıyor.
İnsan, dijital olarak genişlemiş varoluşunda polimorfiktir – çok sayıda dışavurumu ve biçimi canlı bir ruhla kapsar. Dijital dünyadaki varoluş alanları, bedenlerin ne sınırlı kabuklara mahkum ne de yerçekimine tabi oldukları ve bedensel muadillerinden farklı bir dikkat gerektirdikleri fiziksel alandaki aynı yasalara tabi değillerdir. Peschek, bu genişlemiş sanal varoluş alanlarının da rahatlama ve bakım için bir revizyona ihtiyacı olduğuna inanıyor. OASIS’le sanatçı, fizikselliğin maksimum düzeyde bilinçle birleştirildiği, maddi ve dijital arasında hareket eden hem fiziksel hem de sanal bir alan yaratmaya çalışıyor.
Sergi ilhamını, Roma hamamlarından Japon onsenlerine, Fin saunalarına ve Orta Avrupa’daki kaplıcalara kadar dünyanın tüm kültürlerindeki banyo geleneğinden alıyor. Saflık ve beden bakımı, her zaman ikili cinsiyet sistemine göre katı bir şekilde ayrılmış kamusal banyolarla yakından bağlantılı olmuştur. Bedenler arasındaki yakınlık, coşku, arzu, arınma ve sosyal ihtiyaçlar, özel yıkanma tesisleri olmadan kamusal fakat mahrem olan bu buluşma ve birlik alanlarında yaşanır. Banyo fikrini, taze, demokratik ve özgürleştirici toplumsal potansiyellerini keşfetme imkanına sahip olduğumuz yeni bir ortama taşımak istiyorsak, bu gelenekleri geri kazanmak ve geliştirmek için harekete geçilebilir.
Tensel isteklerin tapınakları olan geleneksel yıkanma mekanlarının tersine, OASIS sürekli dönüşüm süreçlerinin, yenilik ve adaptasyonun yeridir, bedenlerimize sanal ilaveler için bir tedavi alanıdır. OASIS, hem fiziksel beden hem de zihnin, sanallığın duyumsallığı için hazırlanabildiği çoklu duyusal bir yerleştirmedir. Spa, mistik öteki için deneysel bir alan haline gelir. Dokunma bilimi, maddesellik, atmosfer, kuirin çoklu duyumsallığı ve ilişkileri, yerleştirmedeki bedensel ötesi gerçeklikler, izleyicileri etkileyerek katı fiziksellikten bir yenilenme vaat eder.